T.C. YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2024/6927
Karar No: 2025/575
Karar Tarihi: 21-01-2025
ÖZET: Somut olayda; bozma sonrası verilen İlk Derece Mahkemesi karının gerekçesinde “dosya arasında bulunan tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile ilgili yapılan araştırma yazıları, gerekse taraf beyanı ile tanık beyanları ile kadının ekonomik ve sosyal durumu birlikte değerlendirilerek…” denilmek suretiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; 2017 yılında dosyaya eklenen ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağına göre kadının ev hanımı olduğu, ailesinin yardımı ile geçimini sağladığı, iş olursa evlere temizliğe gittiği, Arsuz ilçesinde arsasının bulunduğu belirtilmekte olup, sigortalı çalışma kaydının bulunmadığı, tanık beyanlarına göre de arada evlere temizliğe gittiği anlaşılmaktadır. Bu halde ilgili mahkemece, kadının ekonomik ve sosyal durumu yönünden yeterli inceleme yapılmadan, yoksulluk nafakası talebi hakkında açık ve anlaşılır bir gerekçe belirtilmeden yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Taraflar arasında görülen ve istinaf incelemesinden geçen davanın bozma sonrası yapılan muhakemesi sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın vekili tarafından karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri yönünden; davalı-davacı erkek vekili tarafından ise asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir nafakaları ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararda erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir. Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, hüküm erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizce, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin davanın reddi yönünden bozulmasına, bozma sebebine göre de her iki dava ve fer’îleri yönünden yeniden hüküm kurulması zorunlu olduğundan erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bozma sonrası verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi gerektiği belirtilmiş olup hüküm kısmında ise kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde olması gerekir. Somut olayda kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden çelişki yaratılması nedeniyle kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3.2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” hükmü bulunmaktadır. 07.06.1976 tarihli ve 1976/3-4 Esas, 1976/3 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklamaya yer verilmiştir.
Somut olayda; bozma sonrası verilen İlk Derece Mahkemesi karının gerekçesinde “…dosya arasında bulunan tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile ilgili yapılan araştırma yazıları, gerekse taraf beyanı ile tanık beyanları ile kadının ekonomik ve sosyal durumu birlikte değerlendirilerek…” denilmek suretiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; 2017 yılında dosyaya eklenen ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağına göre kadının ev hanımı olduğu, ailesinin yardımı ile geçimini sağladığı, iş olursa evlere temizliğe gittiği, Arsuz ilçesinde arsasının bulunduğu belirtilmekte olup, sigortalı çalışma kaydının bulunmadığı, tanık beyanlarına göre de arada evlere temizliğe gittiği anlaşılmaktadır. Bu halde Mahkemece, kadının ekonomik ve sosyal durumu yönünden yeterli inceleme yapılmadan, yoksulluk nafakası talebi hakkında açık ve anlaşılır bir gerekçe belirtilmeden yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının tedbir ve yoksulluk nafakaları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin …’a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran …’ya iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,21.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yorum Yap