Türkiye’de Kadınların İş Gücüne Katılımı

Her toplumda değeri üst düzeyde tutulan kıstaslar vardır. Bu kıstaslar toplumun eğitim seviyesini, gelişimini hatta okuma-yazma oranını bile açığa çıkarır. Toplumların ve insanların gelişmesinde kendilerini ileriye götürebilecek bireyler yetiştirmesinde ilk etken muhakkak kadınlardır. Baktığımız zaman kadını kadın olarak gören toplumlar her alanda başarılarının üzerine başarılar eklemektedirler. Bunun sebebi ise cinsiyet eşitsizliği gözetmeksizin hayatın olağan akışında ilerlemeleridir.

Günümüzde Türkiye’de kadınların başlıca sorunlarına aile içi şiddet, toplumsal ve kültürel baskı, eğitim-öğretim imkânlarından yoksun bırakılmak, çalışma hayatından yoksun bırakılmak, iş yerinde ayrımcılık ve gelir adaletsizliği örnek verilebilir. Bunlara müteakiben Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranları son derece düşük olduğu gözlemleniyor. Çalışan erkek sayısı yaklaşık %70’i bulurken çalışan kadın sayısının sadece %25 olduğu kabul ediliyor. Kadınlardaki işsizlik oranı %9,4 iken erkeklerde işsizlik oranının %10,7 olması kadın işsizliğinin daha düşük olduğu kanısı yaratıyor. Ancak bunun nedeni, kadınların iş gücüne daha az katılmasıdır.

Dünya Ekonomik Forumu verilerine göre kadınların ekonomiye katılımında Türkiye, 153 ülke arasında 136. Sırada yer alıyor. Yapılan araştırmalara göre, bir iş başvurusu ya da iş görüşmesi sürecinde ayrımcılığa uğradığını düşünen kadınların oranı erkeklerin oranının iki katından fazladır. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu 2020 verileri, kadınların %59’unun iş hayatında mobbinge uğradığını, %39’unun yasal haklarını kullanırken engellendiğini, %34’ünün ise kariyer ve yükselmede ayrımcılığa uğradığına işaret ediyor. Tüm bunlara rağmen kadın ve erkek çalışanların ücret dengesizliği devam ediyor.

Türkiye’de iş gücüne katılım oranı diğer ülkelere nazaran daha düşük seviyededir ve son 20 yıldır giderek gerilemektedir. Bunun en büyük sebebi, çalışma hayatında cinsiyet eşitsizliği ve kadının çalışma hayatında henüz gereken konumda olamamasıdır. Kadınların çalışmasını güçleştiren unsurların yasalardan çıkarılması, iş alanlarının genişletilmesi, evli ve çocuklu kadınların çalışmasını kolaylaştırıcı düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Kadının çalışma hayatındaki konumunu yükseltmek için gereken önlemleri almak, vatandaşlık görevleri arasındadır.

Kaynakça

Gündoğdu, A. (2018) “Kadınların İş Gücüne Katılımını Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi: Türkiye Uygulaması” NKÜ Yüksek Lisans Tezi, 2018

Çatalbaş, G.K. (2015) “Kadınların İş Gücüne Katılımını Belirleyen Faktörlerin Belirlenmesi: Panel Veri Yaklaşımı” KAÜ İİBF Dergisi, Cilt 6, Sayı 10, 2015

Karaca, M. Uluırmak, E. (2018) “Çalışma Hayatında Cinsiyet Eşitliği Araştırması” Mart 2018 www.pwc.com.tr/tr/Hizmetlerimiz/insan-yonetimi-ve-organizasyon-danismanligi/yayinlar/calisma-hayatinda-cinsiyet-esitligi/pwc-calisma-hayatinda-cinsiyet-esitligi-arastirmasi.pdf

İstanbul Barosu Kadın Hakları, 2019 www.istanbulbarosu.org.tr/files/docs/khum/KH2019.pdf

Ilgın, A. (2020) “Türkiye’de Kadın Olmanın Bilançosu” Mart 2020 www.dw.com/tr/türkiyede-kadın-olmanın-bilançosu/a-52666056

Wikipedia (2020) “Türkiye’de Kadın Hakları” Haziran 2020 www.tr.wikipedia.org/wiki/Türkiye%27de_kadın_hakları

Stj. Av. Eda Gül Çifçi

Son Gönderiler

Yorum Yap