Borca İtiraz Dilekçesinde Borcun Kabul Edilmesi

Borca İtiraz Dilekçesinde Borcun Kabul Edilmesi

“Pandemi sebebiyle kira borcumu ödeyemedim fakat işlerim düzeldiğinde ödeyeceğimi alacaklıya belirttim. Buna rağmen aleyhimde icra takibinde bulunan alacaklının açmış olduğu icra takibindeki borca ve tüm ferilerine itiraz ediyorum” diyen bir borçlu bu itirazında iyi niyetli midir ve icra-inkar tazminatına mahkum edilmeli midir?

Başlatılan bir icra takibi sebebiyle öncelikle borçluya ödeme emri gönderilir. Borçlu, borçlu olmadığı, alacağın vadesinin gelmediği gibi gerekçelerle ödeme emrine yedi gün içinde itirazda bulunarak icra takibini durdurabilir. Borçlu, itirazında hiçbir sebep bildirmek zorunda değildir. Borçlunun yalnızca “itiraz ediyorum” beyanı takibi durdurmaya yeterlidir. Fakat borçlu, itirazında belirtmediği sebepleri, itirazın kaldırılması aşamasında icra mahkemesinde ileri süremez.1 Ve borçlunun haksız olarak borca itirazda bulunması, borçlunun icra mahkemesince icra inkar tazminatına mahkum edilmesine sebep olur. Borçlunun borca itiraz etmesi sonrasında alacaklı tarafın itirazın iptali yoluna başvurması ve davasının kabul edilmesi halinde, borçlunun itirazda iyi niyetli olup olmamasına bakılmaksızın, borçlu aleyhinde davaya konu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilir. Borçlu borca itirazında iyi niyetli veya kötü niyetli olabilir. Bunun tespitini mahkeme yapacaktır. Borçlu, borca itirazında borcun mevcudiyetini kabul etmiş fakat sırf takibin durması amacıyla itiraz etmiş olabilir. Böyle bir durumda mahkeme, icra-inkar tazminatı verirken iyi niyet olup olmadığını araştırmamakta, haksız olarak itirazda bulunan borçluyu tazminata mahkum etmektedir.

 Yukarıda verdiğimiz örnekte borçlu, “kira borcumu ödeyemedim” diyerek borcunu kabul etmektedir. Borcunun mevcudiyetini kabul etmesine rağmen sırf takibi durdurmak amacıyla borca itirazda bulunmaktadır. Dolayısıyla haksız bir itiraz olduğu ortadadır. Mahkeme, borçlunun borcunu ödediğini ispatlayamaması halinde, itirazın iptali davasının kabulüne karar vermeli ve borçluyu haksız itirazından dolayı icra-inkar tazminatına mahkum etmelidir.

Borçlu, pandemi koşulları sebebiyle yaşamış olduğu ekonomik sorunları sebep göstermiş ve bu sebeplerle borcunu ödeyemediğini belirtmiştir. Pandemi koşulları ülkemizde ve dünyada pek çok kişilere ve şirketlere ekonomik zorluklar yaşatmış ve yaşatmaya devam etmektedir. Bu sebeple kişilerin borcunu ödeyememesi farklı zamanlara göre daha normal karşılanmalıdır. Fakat yine de borçlunun borcu olmasına ve bu borcunu kabul etmesine rağmen borca itirazda bulunmasında iyi niyetin olduğu kabul edilmemelidir. Borçlunun borca itiraz etmek yerine alacaklı ile bir orta yol bulmaya çalışması, borca itiraz müessesesinin takibi durdurma etkisini haksız olarak kullanmasına göre daha iyi niyetli bir davranıştır.

Sonuç olarak şunu söylemek gerekir ki; Pandemi koşulları sebebiyle borcunu ödeyememek makul karşılanacak bir durum olmasına rağmen sırf bu sebeple haksız olarak borca itirazda bulunmakta iyi niyet yoktur. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki; borçlunun icra-inkar tazminatına mahkum edilebilmesi için, ödeme emrine kötü niyetle itiraz etmiş olması kural olarak şart değildir.1 Dolayısıyla hakimin itirazın iptalini kabul etmesi halinde alacaklının talebi varsa icra inkar tazminatına da hükmetmesi gerekir.

Stj. Av. M. FARUK KOZOĞLU

Kaynakça:

ARSLAN, Ramazan; YILMAZ, Ejder; TAŞPINARAYVAZ, Sema; HANAĞASI, Emel: İcra ve İflas Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara, 2018, 4.baskı

Son Gönderiler

Yorum Yap