Avukatların Üstlerinin Aranmasına Dair Hükümlerin Stajyer Avukatları da Kapsaması Üzerine

Asıl konuya giriş yapmadan önce arama koruma tedbirini ve avukatların üstlerinin hangi şartlarda aranacağını ele alalım.

Arama

Koruma tedbirlerinden biri olan arama; yakalama veya delil elde etmeyi hedefleyen, soruşturma evresinde suç şüphesi altında bulunan şüpheli ve kovuşturma evresinde suç şüphesi altında bulunan sanığı veya bir üçüncü kişinin mesken, işyeri ve sair yerlerinde, üstünde ve eşyasında yapılan araştırma işlemidir. Aramanın iki türü vardır, bunlar; adli arama ve önleme aramasıdır.

Avukatların Üstlerinin Aranması

Avukatların üstlerinin aranması konusu ile ilgili hem Ceza Muhakemesi Kanunu madde 130 da hem de 1136 sayılı Avukatlık Kanunu madde 58 de düzenlemeler mevcuttur. Arama koruma tedbirinin bu şekilde avukatlara yönelik farklılıklar arz etmesi Anayasa da yer alan Temel Hak ve Özgürlüklerin Sınırlanması kenar başlıklı 13. maddesine ve Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması kenar başlıklı 20/2 maddesine uygundur. Kanun koyucu, taşımış olduğu unvan ve yapmış olduğu vazife nedeniyle avukatların aranması konusunu ayrıca düzenlemiştir. Avukatlara yasayla verilen bu haklar keyfi ayrıcalık olarak nitelendirilemez. Avukatlara verilmiş olan bu hak, avukatın şahsi tatmini veya gururunun okşanması için değildir, şüphesiz Avukatlık Kanunu madde 1’in ikinci cümlesinde ‘Avukat yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.’ hükmü yer alır. Bu bağlamda avukatın kutsal olan savunma hakkını hakkıyla ifa edebilmesi için avukatlara bu tarz yetkiler verilmelidir bu da savunma kurumunun yeterince iyi işlemesi için gerekli hatta zorunludur. Avukatlık Kanunu md. 58/1 ‘… Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz.’ madde 58/1 ‘in son cümlesi bu konuda çok net olup, avukatın ne şartlarda aranacağının sınırını çizmiştir. Bu yasak aramanın her iki türü için de aynı geçerliliğe sahiptir. Konulan bu hüküm hiçbir surette yönetmelikle, genelgeyle veya talimatla değiştirilemez çünkü bunlar kanundan sonra geldikleri için kanuna aykırı olamazlar.

Kanunun bu maddesi gereğince avukatın üzerinin aranması -sayılı haller dışında- TCK madde. 120 kapsamında haksız arama suçunun oluşmasına sebebiyet verir. TCK madde. 120’ye göre ‘Hukuka aykırı olarak bir kimsenin üstünü veya eşyasını arayan kamu görevlisine 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verileceği ifade edilmiştir. Avukatın üzerinin sayılı haller dışında kamu görevlisince aranması haksız aramaya sebep olacaktır.

Stajyer Avukatlar?

Avukatlık kanunu 58. Madde hükmü stajyer avukatları da kapsamı alanına alacak şekilde genişletilmeli, avukatlara tanınan aramaya ilişkin haklar stajyer avukatlara da tanınmalıdır. Şöyle ki; Avukatlık Stajı Avukatlık Kanunu 15-27. maddeleri arasında düzenlenmiştir, özellikle 26.madde de stajyerlerin yapabileceği işler belirtilmiştir. Avukatlık Kanunu md. 26’ya göre: ‘Stajyerler, avukat yanında staja başladıktan sonra, avukatın yazılı muvafakati ile ve onun gözetimi ve sorumluluğu altında, sulh hukuk mahkemeleri, sulh ceza mahkemeleri ile icra tetkik mercilerinde avukatın takip ettiği dava ve işlerle ilgili duruşmalara girebilir ve icra müdürlüklerindeki işleri yürütebilirler.’ madde metninden anlaşılacağı üzere kanunda sınırlı sayıda belirtilmiş olan işleri stajyerler yapabilir. Stajyerin işlerini nasıl şekilde yapması gerektiğini genel bir hükümle ifade edilmiştir. Avukatlık Staj Yönetmeliği md.25; ‘Stajyerler, meslek kurallarına, bu Yönetmelik ve Barolar tarafından çıkarılacak iç Yönetmeliklere ve Türkiye Barolar Birliği ilke kararlarına uymakla yükümlüdürler.’ Bu maddeyle anlaşılması gereken; stajyer kendisine verilen işleri layığıyla yerine getirmeli, mesleğin getirmiş olduğu birtakım kurallara harfiyen uymalı ve meslekle uyuşmayan davranışlardan kaçınmalıdır.

Avukatlık mesleği kamu hizmeti olduğundan ve savunma kurumunu temsil ettiğinden dolayı Avukatlık kanunu; avukatlık mesleğine kabul edilmeyi bir takım zor şartlara bağlamış bu Avukatlık Kanunu 3. Madde de belirtilmiş ve bu avukatlara birçok ödev ve sorumluluk getirmiştir. Bunlardan biri Avukatlık Kanunu 36.madde de belirtilen avukatın sır saklama yükümlülüğüdür. Avukatlar müvekkilleri hakkında vekalet ilişkisi çerçevesinde gerek ailevi gerek ticari gerek başka tür konularda olsun sır niteliği taşıyan birçok bilgiyi edinebilmektedirler, bu bilgiler müvekkilin avukat haricinde başka kimsenin bilmesini istemeyeceği mahrem bilgiler dahi olabilmektedir. Müvekkil tarafından avukata verilen bu bilgileri avukatın sır olarak saklaması gerekir aksi halde verilen bu bilgilerin avukatın rızası dışında el değiştirmesi veyahut üçüncü kişiler tarafından bilinmesi vekaletnameyle görevlendirilen avukatı işini yapamaz hale getirecek ve vekil-müvekkil arasında güvensizliğe sebep olacaktır.

Avukatın müvekkilinin hakkını bağımsız bir şekilde arayabilmesi ve müvekkilin avukatıyla paylaşmış olduğu özel bilgilerin herhangi bir tehlikeyle karşılaşmaması için avukatın bu bağlamda korunması gereklidir. Avukatın ayrıca stajyerinin olması ve bazı işleri stajyer aracılığıyla yürütmesi de yine avukat-müvekkil ilişkisine stajyer avukata bazı hakların tanınmaması dolayısıyla halel getirebilecektir. Şöyle ki; Avukatlık kanununda ve diğer kanunlarda stajyer avukatın üzerinin aranmayacağına dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Böyle bir hüküm olmaması hasebiyle uygulamada stajyer avukatların üzeri Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği madde 25/a hükmüne dayanılarak kolluk kuvvetlerince aranmaktadır. Yanında staj eğitimi gördüğü avukatın işlerini yerine getiren stajyer özellikle yeri geldi mi müdafi (şüpheli veya sanığın avukatı)-sanık arasındaki önemli bilgileri barındıran evrakları taşıyacaktır ve kollukça ya da özel güvenlik mensubu kişilerce yapılacak bir arama esnasında belki de müvekkile ait bilgiler sır olma niteliğini kaybedecek ve herkes tarafından bilinir bir hal alacaktır. Dolayısıyla stajyerin üzerinin aranmasıyla müvekkile ait bilgilerin açığa çıkması müvekkil olan kişinin hak arama özgürlüğüne halel getirecektir.

Sonuç olarak;

Stajyer avukatlarında avukatlar gibi üzerlerinin aranmaması gereklidir. Avukat-müvekkil ilişkisinin sekteye uğramaması ve avukata güvenin sarsılmaması için bir nevi avukat temsilcisi olan stajyerin üzeri kolluk kuvvetlerince ve diğer özel güvenlik mensubu kişilerce aranmamalıdır. Avukatlık Kanunu madde 58’in ‘…Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın ve avukat stajyerinin üzeri aranamaz.’ şeklinde değiştirilmesi konuyu netleştirecektir ve bu daha isabetli ve hukuka uygun bir karar olacaktır. Maalesef açıkça kanun hükmü bulunmasına rağmen uygulamada çoğu zaman avukatların bile kolluk kuvvetlerince üzerlerinin aranması polisler ile avukatlar arasında arbede yaşanması bir hukuk devletinde yaşanmaması gereken davranışlardandır. Üstelik kaldı ki avukat savunmanın kurucu unsurlarındandır ve ülkemizde görevini hakkıyla ifa eden Hakim ve Cumhuriyet Savcılarıyla birlikte bölünmez bir bütün olarak yargının bir ayağını oluşturmaktadır. Ancak ne şekilde olursa olsun kanunla getirilecek olan yasal bir dayanağın bulunması ve bu hükme vicdani olgular gözetilerek riayet edilmesi adaletin er ya da geç tecelli edeceğine vasıta kılacaktır. Bir kamu hizmeti ifa eden ve yargının kurucu unsurlarından olan avukatların ve stajyer avukatların korunması ve diğer farklı tür konularda da desteklenmesi yargısal faaliyetlerin işleyişine çok büyük katkı da bulunacak, ‘Avukatların sesi yükseldikçe toplumun sesi yükselecek’, şüphesiz toplumun adalete olan inancını arttıracak, insanlar arasında huzur ve barış ortamına zemin hazırlayacaktır.

Abdullah TETİKOĞLU

Son Gönderiler

Yorum Yap