İtirazın Kaldırılması ve İtirazın İptalinde Dava Dilekçeleri Kime Tebliğ Edilir? (2 Karar)

T.C. Yargıtay 12. HD
Esas:
2020/5155
Karar:
2020/7603
K.T.:
28/09/2020

Özet: İtirazın kaldırılması dava dilekçesi, icra itirazı vekille yapılmışsa; davalı vekiline tebliğ edilir.

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu … tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Alacaklı tarafından borçlular aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine alacaklının icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, kiralananın tahliyesi ve icra inkar tazminatı isteminde bulunduğu, Mahkemece istemin kısmen kabulü ile itirazın kaldırılmasına, borçluların icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve temerrüt nedeniyle kiralanandan tahliyesine karar verildiği, bu karara karşı borçlulardan …’ın istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

HMK’nun 27. maddesine göre davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.

Diğer taraftan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur.

Somut olayda, borçlulardan …’ın vekili aracılığıyla takibe itiraz ettiği, itirazın kaldırılmasına ilişkin yargılamanın ise vekile bildirim yapılmaksızın borçlu asile tebligat yapılmak suretiyle görülüp sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.

O halde, İlk Derece Mahkemesince, borçlulardan … vekiline, dava dilekçesi ve ekleri ile duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin yöntemine uygun şekilde tebliğ edilmek suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

S O N U Ç

Borçlu …’ın temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, … Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi’nin 30.01.2020 tarih ve 2018/3650 E. – 2020/187 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, … 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 11/09/2018 tarih ve 2017/1564 E. – 2018/383 K. sayılı kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre borçlu …’ın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı yargıtay-4.jpg

T.C YARGITAY 11. HD
Esas:
2020/3479
Karar: 2020/5077
K.T.: 16/11/2020

Özet: İtirazın iptali dava dilekçesi, davalı asile tebliğ edilir.

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17/12/2018 tarih ve 2016/147-2018/1365 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine, davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, cevap dilekçesi vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.

Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne, toplam 13.582,94 TL’ye yönelik itirazın iptaline, 8.205,73 TL ana paraya takipten itibaren 5464 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca faiz yürütülmek suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine (Kapatılan) Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 30.11.2015 tarih, 2015/13705 Esas ve 2015/15706 Karar sayılı ilamı ile “İş bu davanın temelini oluşturan icra dosyasında ödeme emrinin tebliği, davalı-borçlu …’ın … Mah. … Sok. … Apt. No: … Daire: … …./İstanbul adresine yapılmış, borçlu vekili itiraz dilekçesinde de ikametgahının belirtilen adres olduğunu belirtmiştir. Mahkemece 05.06.2008 tarihli duruşmada ”icra dosyasında usulüne uygun yapılan adresine TK’nin 35. maddesine göre tebligat yapılmasına” karar verilmesine rağmen dava dilekçesinin tebliğinin madde 35’e göre ”…..Cad. …..Apt. No: …Feneryolu …/İstanbul” adresine yapılması doğru değildir. Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden ve savunma hakkı tanınmadan yazılı şekilde karar verilmesi hukuki dinlenilme hakkına (HMK madde 27) aykırılık oluşturduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, 2007/806 E 2009/210 K sayılı dosyada yapılan yargılama ile toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre verilmiş olan 30/04/2009 tarihli gerekçeli kararın usule ve yasaya uygun olduğu belirtilerek aynı gerekçelerle davacının davasının kısmen kabulü ile, davalı tarafından İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2006/11192 E sayılı icra dosyasında davacının davalıdan 13.582,94 TL alacaklı olduğunun tespitine, bu miktara vaki itirazın iptaline, ana para 8.205,73 TL’ye takipten itibaren 5464 Sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca faiz yürütülmek suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalının hüküm altına alınan alacağın % 40′ ına isabet eden 5.433,17 TL icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle maddi hukuka ve muhakeme hukukuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 695,88 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 16/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Son Gönderiler

Yorum Yap