Tarikat Lideri Olduğunu İddia Ederek Dergah Açan Sanığın Mağdurlarla Ve Mağdurelerle Vajinal Ve Anal Yollardan Cinsel İlişkiye Girmesi

T.C. YARGITAY 14. CD
Esas
: 2012/11328
Karar: 2012/9412
Karar Tarihi: 3/10/2012

Özet: Nitelikli cinsel saldırı suçunda; tarikat lideri olduğunu iddia ederek dergah açan sanığın, mağdurları cinsel organını ağzına alarak ve erekte ettikten sonra çıkan meniyi yutarak badelenmeleri, daha da mertebelerinin yükselmelerini istiyorlarsa, sır odası denilen kapalı mekanda kapıyı kilitledikten sonra mağdurelerle vajinal, mağdurlarla anal yoldan ilişkiye girmelerini ve kendisine bu şekilde tabi olmalarını, bunun Allah`a yaklaşmak amacıyla yapılmasının gerekli olduğunu anlatarak ve içeriğinin ne olduğu anlaşılamayan bir sudan mağdurların rızaları ile içmemeleri halinde zorla ağızlarından akıtarak içmelerini sağlayarak, mağdurların bir kısmının nişanlı ya da eşlerini badelenme tabir edilen eylem ve cinsel ilişki için dergaha getirecek kadar sanığa inanıp aldanmaları gözetildiğinde, sanığın dini duyguları istismar ederek mağdurların iradelerini fesada uğratıp, hile kullanmak suretiyle elde etmiş olması sebebiyle itibar edilemeyecek olan irade açıklamaları niteliğindeki ifsad edilmiş rızaları ile gerçekleştirdiği oral, vajinal ve anal yollardan cinsel ilişkiye girme eylemlerinin, erkek ve kadın mağdurlara yönelen birden fazla nitelikli cinsel saldırı, adı geçen diğer mağdur ve mağdurelere de birer defa gerçekleşen eylemleri nedeniyle nitelikli cinsel saldırı suçundan ayrı ayrı cezalandırılması gerekir.


Dava ve Karar: Nitelikli cinsel saldırı (19 kez), müstehcenlik ve 677 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından sanık U.’un yapılan yargılaması sonunda; nitelikli cinsel saldırı suçlarından beraatine, diğer atılı suçlardan mahkumiyetine dair Bursa Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi’nden verilen 12.12.2011 gün ve 2011/318 Esas, 2011/559 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet Savcıları tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımdan tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:

Sanık hakkında müstehcenlik ve 677 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;

677 sayılı Kanun’un 1/3. maddesi uyarınca sanık hakkında hapis cezasının yanında adli para cezasına da hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bu suçtan kurulan hükme yönelik aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

Sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesine gelince;
Tarikat lideri olduğunu iddia ederek dergah açan sanığın, mağdurları cinsel organını ağzına alarak ve erekte ettikten sonra çıkan meniyi yutarak badelenmeleri, daha da mertebelerinin yükselmelerini istiyorlarsa, sır odası denilen kapalı mekanda kapıyı kilitledikten sonra mağdurelerle vajinal, mağdurlarla anal yoldan ilişkiye girmelerini ve kendisine bu şekilde tabi olmalarını, bunun Allah’a yaklaşmak amacıyla yapılmasının gerekli olduğunu anlatarak ve içeriğinin ne olduğu anlaşılamayan bir sudan mağdurların rızaları ile içmemeleri halinde zorla ağızlarından akıtarak içmelerini sağlayarak, mağdurların bir kısmının nişanlı ya da eşlerini badelenme tabir edilen eylem ve cinsel ilişki için dergaha getirecek kadar sanığa inanıp aldanmaları gözetildiğinde, sanığın dini duyguları istismar ederek mağdurların iradelerini fesada uğratıp, hile kullanmak suretiyle elde etmiş olması sebebiyle itibar edilemeyecek olan irade açıklamaları niteliğindeki ifsad edilmiş rızaları ile gerçekleştirdiği oral, vajinal ve anal yollardan cinsel ilişkiye girme eylemlerinin, mağdurlar M., M., Ç., A. R., Ü., M., İ., A., İ., M.t ve A. C. ile mağdureler A., E., G. ve B.’e yönelen birden fazla nitelikli cinsel saldırı eylemleri nedeniyle TCK’nın 102/2 ve 43. maddeleri, mağdurlar Y. ve E. ile mağdureler A. ve N.’a yönelik birer defa gerçekleşen eylemleri nedeniyle TCK’nın 102/2. maddesi uyarınca ayrı ayrı cezalandırılması gerekirken, mağdurların cinsel ilişkiye rızalarının geçerli olduğu biçimindeki yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararları verilmesi,

Sonuç: Kanuna aykırı, sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet Savcılarının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Son Gönderiler

Yorum Yap