PKK terör örgütü A.Ö. lehine slogan atma eylemi sabit görülen ve bu sebeple hakkında Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararı verilen işçinin iş akdinin feshedilmesi ÖZEL HAYATA SAYGI HAKKININ İHLALİ sonucunu doğurur ve işçinin İŞE İADESİNE karar verilmesi gerekir.

Başvurucu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (Belediye) bünyesinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında iş gören özel bir şirkette (işveren) taşeron işçi olarak çalışmaktadır. Belediye tarafından başvurucunun terör örgütü ile irtibat veya iltisak içinde olduğu yönünde işverene bildirimde bulunulmuştur. İşveren, güven ilişkisinin zedelendiği gerekçesiyle 17/10/2017 tarihinde başvurucunun iş sözleşmesini feshetmiştir.

Başvurucu, feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iadesi talebiyle 25/10/2017 tarihinde Diyarbakır 3. İş Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır. Dava dilekçesinde; fesih işleminin usule ve kanuna uygun şekilde yapılmadığını ve fesih nedenlerinin bildirilmediğini ileri sürmüştür. Mahkeme, terör örgütü ile irtibatlı ya da iltisaklı olabileceği hususunda şüphe bulunabileceğini belirterek 23/7/2016 tarihli ve 29779 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin (667 sayılı KHK) 4. maddesi kapsamında gerçekleştirilen fesih işleminin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle 4/3/2019 tarihinde davanın reddine karar vermiştir.

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi (Bölge Adliye Mahkemesi) 9/12/2020 tarihinde başvurucunun istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermiş; karar gerekçesinde Mahkemece iş akdinin feshine dayanak olan objektif değerlendirmelerin neler olduğunun araştırılmasını, ilgili birimlerden başvurucu hakkındaki somut bilgi ve belgelerin getirtilmesini, bunun sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin bahse konu kararı üzerine Mahkeme 24/3/2021 tarihli kararıyla davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; istinaf ilamında belirtilen eksikliklerin giderildiğini, ilgili birimlerden başvurucu ile ilgili bilgi ve belgelerin istendiğini ve başvurucu hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verildiğinin tespit edildiğini belirtmiştir. Kararda başvurucu hakkında verilen ceza mahkemesi kararının fesih gerekçesiyle uyumlu olduğunu, terör örgütü ile irtibatı veya iltisakı bulunabilecek başvurucuyu çalıştırmasının işverenden beklenemeyeceğini vurgulamıştır.

Bölge Adliye Mahkemesi 15/9/2021 tarihli kararıyla başvurucunun istinaf talebinin kesin olarak reddine karar vermiş; karar gerekçesinde başvurucu hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan HAGB’ye karar verildiğini, bu nedenle işveren açısından güven ilişkisinin zedelendiğini ve iş akdinin devamının beklenemeyeceğini ifade etmiştir. Başvurucu, nihai hükmü 30/9/2021 tarihinde öğrendikten sonra 26/10/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Öte yandan başvurucu hakkındaki işe iade davasında verilen ret kararlarının gerekçesinde yer alan ve Bingöl 1. Ağır Ceza Mahkemesince yürütülen ceza yargılamasında başvurucunun PKK terör örgütü elebaşısı A.Ö. lehine slogan atma eylemi anılan Mahkemece sabit görülmüş ve başvurucu hakkında 23/9/2014 tarihinde HAGB’ye karar verilmiştir.

Başvurucunun iş sözleşmesinin feshedilmesinin nedeni terör örgütleriyle irtibatlı veya iltisaklı olması olarak gösterilmiştir. Bununla birlikte yargılamayı gerçekleştiren mahkemelerce başvurucu hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan HAGB kararı verildiği belirtilmekle yetinilmiş ancak başvurucunun terör örgütüyle iltisaklı olabileceğine dair gösterilen delillerin somut olarak neler olduğuna ve feshe ne şekilde dayanak teşkil edebileceğine dair bir gerekçeye yer verilmemiştir.

Bu itibarla terör örgütleri ile irtibatı ya da iltisakı olduğu konusunda başvurucudan duyulan şüphenin ciddi, güçlü ve objektif olduğuna ilişkin kişiselleştirilmiş ikna edici gerekçeler ortaya konulmadan alınan tedbirin söz konusu yükümlülüklere uygun olmadığı değerlendirilmiştir. Açıklanan gerekçelerle başvurucu hakkında alınan ve Anayasa’nın 20. maddesinde düzenlenen özel hayata saygı hakkını etkileyen tedbirin OHAL döneminde temel hak ve özgürlüklerin kullanımının durdurulmasını ve sınırlandırılmasını düzenleyen Anayasa’nın 15. maddesindeki ölçütlere uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.

ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
CEYLAN NERGİZ BAŞVURUSU
Başvuru Numarası: 2021/50842
Karar Tarihi: 5/6/2024

Son Gönderiler

Yorum Yap