Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HMGS) Üzerine Değerlendirme Raporu – Erhan KAYA

1. Giriş

24 Ekim 2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile birlikte, hukuk fakültesi mezunlarının mesleğe adım atmadan önce Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HMGS)’na girmeleri ve 70 barajını aşmaları zorunlu hale getirilmiştir. Bu düzenlemenin temel amacı, mesleğe girişte kaliteyi artırmak, yeterlik ölçütlerini somutlaştırmak ve hukuk mesleklerinin saygınlığını korumaktır.

Ancak uygulama sürecinde ortaya çıkan tablo, bu hedeflerin yanında önemli sorun alanlarını da gündeme taşımıştır. Bu raporda, mevcut sistemin güçlü ve zayıf yönleri ortaya konulmakta; adayların yaşadığı mağduriyetler ile birlikte, yapıcı çözüm önerileri sunulmaktadır.

2. Mevcut Durum ve Tespitler

2.1. Sınavın Yapısı ve Ölçme-Değerlendirme Sorunları

HMGS, 120 soruluk ve 20 farklı ders kapsamına yayılan test usulüne dayalı bir sınavdır. 2024 Eylül ayında yapılan ilk HMGS’de soru sayısı ve ders sayısı az iken 2025 Nisan HMGS itibariyle hem ders sayısı hem de soru sayısı arttırılmıştır.

Üniversitelerde verilen hukuk eğitimi, ağırlıklı olarak doktrinsel bilgi, hukuki muhakeme gücü ve teorik altyapı üzerine kuruludur. Fakülteler, öğrencilere analitik düşünme ve hukuki yorum yapma becerisi kazandırmayı hedefler.

Ancak test formatlı bir sınav, bu becerileri ölçmekte yetersiz kalmaktadır. Öğrencinin bir mesleğe uygunluğu; yalnızca çoktan seçmeli birkaç soruya indirgenmiş olmaktadır.

Nitekim 83 doğru yapan bir aday başarısız sayılmakta, 84 doğru yapan aday başarılı olmaktadır. Bir tek sorunun kaderi belirlemesi, her branşın her sorunun eşit puana sahip olması, standart sapmanın uygulanmaması adalet ve ölçme sağlıklılığı açısından tartışmalıdır.

Dahası, bugüne kadar yapılan tüm sınavlarda soru iptalleri yaşanmıştır. Bu durum hem adayların sınava olan güvenini zedelemekte hem de mağduriyetleri artırmaktadır.

2.2. Mezuniyet Sonrası Ekonomik ve Sosyal Sorunlar

Hukuk fakültesi öğrencileri genellikle 22-23 yaşında mezun olmaktadır. Ancak HMGS’yi geçmeden diploma fiilen mesleğe giriş imkânı sağlamamakta, staj süreci başlatılamamaktadır.

Bu durum, genç hukukçuların ailelerine olan ekonomik bağımlılığını uzatmakta, mezuniyetin getirmesi gereken özgürlük ve mesleğe adım atma heyecanını gölgelemektedir.

Üstelik sınavı kazanmanın tek kazanımı, yalnızca mesleğe giriş hakkıdır. Sınavı geçen adaylara ek destekler sağlanmamakta, bu da motivasyon kaybına yol açmaktadır.

2.3. Kurumsal ve Mesleki Etkiler

Sistemin bu hali, adayların hukuk mesleğine aidiyetini zayıflatmakta, “haksızlığa uğramışlık” duygusu yaratmaktadır.

Süreç, gençlerin meslekle ilgili motivasyonunu kırmakta; yetenekli adayların farklı mesleklere yönelmesine neden olabilmektedir.

Uzun vadede bu durum, hukuk mesleklerinde nitelikli insan kaynağı sorununu beraberinde getirme potansiyeline sahiptir.

3. Sorunların Analizi

  1. Ölçme-değerlendirme yetersizliği: Test usulü sınav, hukuk fakültelerinin temel hedefi olan muhakeme gücü ve yorum yeteneğini ölçememektedir. 4 yıl boyunca bundan uzak eğitim anlayışıyla eğitim alan gençler tabiri caizse duvara çarpmaktadır.
  2. Güven sorunu: Şu ana kadar üç sınav yapıldı ve ikisinde soru iptalleri mevcut. Her sınavda yaşanan soru iptalleri, iptal tartışmaları ÖSYM süreçlerinin güvenilirliğine gölge düşürmektedir.
  3. Ekonomik bağımlılık: Sınavın varlığı, mezunların ekonomik bağımsızlığa geçişini geciktirmektedir. Maddi, sosyal ve psikolojik olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
  4. Mesleğe yabancılaşma: Süreç, hukuk mesleğini seçmiş gençlerde aidiyet ve motivasyon kaybına yol açmaktadır.
  5. Sosyal mağduriyet: Sınavı geçen adaylara devlet destekli haklar tanınmaması, öğrencilerin emeğini yeterince karşılamamaktadır. Tamam her şeye rağmen çok çalıştım ve sınavı kazandım. Şimdi ne elde ettim?

4. Çözüm Önerileri

  1. Sınav Formatının Gözden Geçirilmesi:

Test usulünün yanında vaka analizi, açık uçlu sorular veya uygulamalı değerlendirmeler eklenmeli, adayın hukuk nosyonu daha sağlıklı ölçülmelidir. Sonuç açıklama sistemi ve puanlama tekrar gözden geçirilmeli.

Soruların hazırlanma süreci daha titiz yürütülmeli, iptal gerektirecek hatalar ortadan kaldırılmalıdır.
2. Şeffaflık ve Güvenin Sağlanması:

Sınav süreçleri bağımsız denetime açılmalı, adayların güvenini artıracak mekanizmalar oluşturulmalıdır. Sınav sonrası şeffaf raporlamalar yapılmalı, adaylara soru hazırlık süreci hakkında genel bilgi verilmelidir. Sınavlara dair detaylı istatistikler, sayısal veriler yayınlanmalıdır.

3. Stajyer Haklarının Güvence Altına Alınması:

HMGS’yi geçen hukuk fakültesi mezunlarına staj süresince asgari ücret düzeyinde maaş, sigorta ve yan haklar devlet garantisi ile sağlanmalıdır. Bu destek, hem ekonomik bağımsızlığı teşvik edecek hem de mesleğe aidiyeti güçlendirecektir.

4.Puanlama Sisteminin Gözden Geçirilmesi

HMGS’de her sorunun eşit puana sahip olması sağlıklı değildir. Bir adayın 83 doğru ile başarısız, diğerinin 84 doğru ile başarılı sayılması, adayların emeklerini tek bir sorunun kaderine bağlamakta ve adalet duygusunu zedelemektedir. Bu nedenle, sonuçların standart sapma ve normal dağılım esas alınarak açıklanması önerilmektedir.

Böylece sınavın genel zorluk seviyesi ve adayların performans dağılımı dikkate alınacak, ölçme-değerlendirme bilimsel temellere oturtulacaktır.

Bu sistem, özellikle olağanüstü zor veya kolay sınavlarda adayların lehine sonuç doğuracak, mağduriyetleri azaltacak ve sınava olan güveni artıracaktır.

5. Sonuç

Yıllar önce hukuk fakültelerinin sayısının bu denli artmasına izin verilmemiş, üniversiteye girişte başarı sırası kotası daha erken dönemde ve kademeli olarak 125.000’den başlayıp 100.000 – 75.000 – 50.000 şeklinde sıkılaştırılmış olsaydı, bugün Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı’na dahi ihtiyaç duyulmayabilirdi.

Son tahlilde geldiğimiz nokta itibariyle 7188 sayılı Kanun ile getirilen HMGS, hukuk mesleklerinin geleceği açısından önemli bir adımdır. Ancak uygulamada görülen aksaklıklar, sınavın amaçladığı kalite artışının yanında ciddi mağduriyetlere yol açmaktadır.

Adaletin temeli olan hukuk mesleklerine girişte, adaletin kendisini tartışmalı hale getirecek uygulamalardan kaçınılmalı, daha sağlıklı, güvenilir ve destekleyici bir sistem inşa edilmelidir.

Bugün bu sınavda ter döken gençler, yarın adalet kürsüsünde karar verecek, toplumun hak arama özgürlüğünü temsil edecek, hukukun üstünlüğünü koruyacaktır. Onları daha yolun başında kırgın değil, umutlu kılmak; yalnız değil, desteklenmiş hissettirmek devletin, kurumların ve tüm paydaşların ortak görevidir. 

Devletimiz, Adalet Bakanlığımız ve yargı teşkilatımız; gençlerin yaşadığı tüm süreci bizlerden çok daha kapsamlı şekilde tahlil edebilecek, onların yükünü hafifletip umutlarını güçlendirecek imkân ve kudrete sahiptir. 

Son Gönderiler

Yorum Yap