Üçüncü Kişilerin Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasını İsteme Hakkı

MK md 325 : “Olağanüstü hâller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir.”

Hükümde de açıkça ifade edildiği üzere boşanma halinde anne ve babanın çocukla kişisel ilişki kurma hakkının yanı sıra bunlar dışında üçüncü kişiler de sadece anne ve babanın boşanma hali ile sınırlı olmaksızın anne veya babanın ölümü vb. gibi hallerde de şartları gerçekleştiği taktirde çocukla aralarında kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir.

Kanun metnin bahsedilen hısımlar kavramından anlaşılması gereken sadece kan hısımları değildir. Kayın hısımlığı da bu kavrama dahildir. Ancak, bu hakkın yalnızca hısımlık ilişkisi ile sınırlı olduğu düşünülmemelidir. Başlıca hısımlardan olan kardeş, büyük anne, büyük baba, hala, amca, dayı, teyze vb. ile sınırlı kalmadan kanun metnini bu hususta geniş yorumlamak gerekir. Zira bu kapsamda hısımlık ilişkisi dışında kalan, çocuğun yıllarca birlikte yaşadığı dadısı, koruyucu anne-baba , üvey anne-baba gibi kişiler de üçüncü kişi olarak nitelendirilir.

Üçüncü Kişilerin Çocukla Kişisel İlişki Kurmasında Şartlar Nelerdir?

Bu konuda üzerinde durulması gereken 2 temel şart bulunmaktadır:

1-Olağanüstü hallerin bulunması

2- Çocuğun yararı

Olağanüstü hal ifadesinden anlaşılması gereken nokta; üçüncü kişi ile çocuk arasındaki yakınlığın kişisel ilişki kurulmasını haklı gösterecek derece bir yakınlık olmasıdır. Örneğin, anne veya babanın ölmesi ya da boşanması halinde anneanne ve dedenin torunları ile kişisel ilişki kurmaya devam etmek isteği bu noktada mevcut talebi haklı gösterecek derecede bir yakınlık oluşturmaktadır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2019/564 E., 2019/3272 K., sayılıTürk Medeni Kanunu’nun …. maddesinde ‘Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir’ denilmektedir. Davacılar küçüğün büyük annesi ve büyük babası olup, torunlarını sevme, onunla kişisel ilişki kurulmasını isteme, en doğal haklarıdır. Annenin ailesi ile davacılar arasında anlaşmazlık bulunması, davacıların torunları ile kişisel ilişki kurmasına engel teşkil etmemelidir. Babasını kaybetmiş çocuğun bu eksikliğini gidermesi için büyükanne ve büyükbaba ile vakit geçirmesi onun yararına olacaktır.” Şeklindeki kararı da verilen örneğin doğruluğunu kanıtlar niteliktedir. Bir diğer örnek ise; kendisini yıllarca büyütüp bakan dadısı ile çocuk arasındaki yakınlık da kişisel ilişki kurulmasını haklı gösterecek bir yakınlıktır.

Ancak olağanüstü halin var olması çocukla kişisel ilişki kurulması için tek başına yeterli olmayıp bunun yanında mutlaka çocuğun yararının da bulunması gerekmektedir. Bu noktada hakimin yapması gereken çocuğu dinlemektir. Fakat çocuğun dinlenmesi ve istekleri tek başına bu tespitte yeterli olmayıp hakim somut olayla ilgili her türlü bilgiyi toplamalı, çocukla kişisel ilişki kurma talebinde bulunan kişilerin özelliklerini, yaşantılarını incelemeli, gerektiğinde uzman kişilerden yardım almalı ve çocuğun isteklerini de değerlendirerek bir karar vermelidir. Ancak, yaşının küçüklüğü nedeniyle henüz konuşamayan ve kendini ifade edemeyen çocukların dinlenmesi söz konusu değildir.

Bu şartlara ek olarak üçüncü kişilerle çocuk arasında ilişki kurulması için mutlaka bir “talep” olması gerekir. Zira yukarıdaki iki şart oluşmuş olsa bile hakimin re’sen üçüncü kişi ile çocuk arasında kişisel ilişki kurmaya karar vermesi mümkün değildir.

Kişisel İlişkiye İlişkin Davalarda Yetkili ve Görevli Mahkeme Neresidir?

Kişisel ilişki ancak mahkeme kararı ile kurulabilir. Üçüncü kişiler mahkeme kararı olmadan çocukla kişisel ilişki kuramazlar. Çocuk ile kişisel ilişkiye yönelik bir düzenleme yapılıncaya kadar, velayet hakkına sahip veya çocuk kendisine bırakılmış kişinin rızası dışında kişisel ilişki kurulamaz. (MK md 326/3)

Çocukla kişisel ilişki kurulması ile ilgili davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri Aile Mahkemesi sıfatıyla bu davalara bakmakla görevlidir.

Yetkili mahkeme ise MK md 326 da açıkça zikredildiği üzere “çocuğun oturduğu yer mahkemesi” dir.

Eski Medeni Kanun’da Konuya İlişkin Düzenlenme Nasıldı?

Eski Medeni Kanun’da madde 325’i karşılayacak herhangi bir düzenleme bulunmamaktaydı. Bu durumda ortaya çıkan boşluk Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile doldurulmuştur. 18.11.1959 tarih ve 12/29 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, büyük anne ve büyük babaların torunlarıyla örf ve adetin gerektirdiği kadar, kişisel ilişkide bulunma hakkına sahip oldukları yönünde karar verilmiştir.

Stajyer Avukat
Gülşah KORKMAZ

Son Gönderiler

Yorum Yap