Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Hakim Olan İlkeler

TASARRUF İLKESİ

Hâkimin, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz. Kanunda açıkça belirtilmedikçe, hiç kimsenin kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tasarruf yetkisi devam eder.

T.C. YARGITAY 2. HD
Esas: 
2016/11792
Karar: 2017/10450
K.T.: 03/10/2017

Özet: Kadın tarafından boşanmaya ilişkin açılmış bir karşı dava mevcut değildir. Karşı dava sadece ziynet ve mal rejimi tasfiyesi davalarına ilişkindir. Hakim iki taraftan birinin talebi olmaksızın kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz. Boşanmaya ilişkin açılmış bir karşı dava olmadığı halde karşı dava var kabul edilerek boşanma kararı verilmesi kanuna açık aykırılık teşkil eder. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde kadının olmayan boşanma davasının kabulü suretiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Kararın tamamına ulaşmak için tıklayınız.

TARAFLARCA GETİRİLME İLKESİ

Kanunda öngörülen istisnalar dışında , hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Kanunla belirtilen durumlar dışında; hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.

T.C. YARGITAY 1. HD
Esas:
2016/11469
Karar: 2019/4183
K.T.: 27/06/2019

Özet:Somut olayda, dava dilekçesinde tanık deliline dayanan ve dava dilekçesi ile tanık listesini ibraz etmiş olan davacı tarafın yargılama sırasında bildirmiş olduğu tanıkların dinlenilmesini talep etmesine rağmen, mahkemece bu talep reddedilerek re’sen incelenmesi gerekmeyen bir konuda taraflarca getirme ilkesi göz ardı edilerek mahalli bilirkişi beyanları ile yetinmek suretiyle hüküm kurulması isabetsizdir. Hal böyle olunca, tarafların usulüne uygun olarak bildirmiş oldukları delillerin toplanılması ve yukarıdaki ilkeler doğrultusunda karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacının değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Kararın tamamına ulaşmak için tıklayınız.

HUKUKİ DİNLENİLME HAKKI

Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak: Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirilmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.

T.C. YARGITAY 13. HD
Esas: 
2019/4791
Karar: 2019/8826
K.T.: 25/09/2019

Özet:Somut olayda, tarafların hukuki dinlenilme hakkı bağlamında yargılamayı yapan mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, ön inceleme duruşması yapılmaksızın ve dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekir.

Kararın tamamına ulaşmak için tıklayınız.

ALENİYET İLKESİ

Duruşma ve kararların bildirilmesi alenidir. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının gizli olarak yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut re’sen mahkemece karar verilebilir. Hâkim bu kararın gerekçelerini, esas hakkındaki kararı ile açıklar.

T.C. YARGITAY 22. HD
Esas: 
2016/19889
Karar: 2018/845
K.T.: 12/02/2018

ÖZET: Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin emredici mevzuat hükümlerine aykırı bir durum yaratır. Kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olup, bu durum usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Kararın tamamına ulaşmak için tıklayınız.

DÜRÜST DAVRANMA VE DOĞRUYU SÖYLEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Taraflar, dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadırlar. Taraflar, davanın dayanağı olan vakıalara ilişkin açıklamalarını gerçeğe uygun bir biçimde yapmakla yükümlüdürler.

T.C. YARGITAY 12. HD
Esas: 
2018/3657
Karar: 2018/8247
K.T.: 18/09/2018

Özet:İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının üç ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı, borçlunun zarara uğramasına neden olduğu anlaşılmıştır. İlgili yasal düzenlemeler karşısında alacaklının bu davranışı hukuk düzeni tarafından korunamayacağı için takibin ilk takipte devam etmesi gerektiğinden sonraki takip/takiplerin iptali gerektiğinden mahkeme tarafından borçlunun şikayetinin kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.

Kararın tamamına ulaşmak için tıklayınız.

USUL EKONOMİSİ İLKESİ

Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.

T.C. YARGITAY 21. HD
Esas: 
2018/2990
Karar: 2019/433
K.T.: 24/01/2019

Özet:Somut olayda, yukarıda da açıklandığı üzere yargılamanın en kısa ve ucuz şekilde yürütülmesi gerektiği ve bu kapsamda her iki davada ( ihya davası ve eldeki dava ) hukuki uyuşmazlığın aynı gerçek işyeri sahibine yönelik açılmış hizmet tespiti istemine ilişkin olduğu gözardı edilerek Mahkemece hatalı değerlendirme neticesi kurulan hüküm isabetsiz olmuştur. Yapılacak iş, dava ekonomisi ve hizmet tespitine ilişkin davalarda kamu yararı ön planda olduğu için açılan ihya davası doğrudan (resen) dikkate alınıp davanın kesinleşmesi beklenmeli, sonucuna göre ihya edilen şirkete husumetin yöneltilmesi sağlanmalı, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirmeli ve sonucuna göre Mahkemece bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Kararın tamamına ulaşmak için tıklayınız.

HAKİMİN DAVAYI AYDINLATMA ÖDEVİ

Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında; taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir.

T.C. YARGITAY 22. HD
Esas: 
2017/21895
Karar: 2019/10451
K.T.: 13/05/2019

Özet:Somut olayda; davacının, kurum kayıtlarına göre davalı şirket nezdinde 30/09/2005 – 07/03/2014 tarihleri arasında çalıştığı; ancak, kıdeme esas çalışma süresinin davacı talebine göre 8 yıl 5 ay 26 gün olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının hiç yıllık izin kullanmadığının kabulüyle toplam 130 gün üzerinden yapılan hesaplama mahkemece kabul edilmiştir. Davacının 8 yıl boyunca izin kullanmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacının 8 yıl boyunca izin kullanıp kullanmadığı hususu açıklattırılarak davacı beyanı ile birlikte tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Kararın tamamına ulaşmak için tıklayınız.

YARGILAMANIN SEVK VE İDARESİ

Yargılamayı, hâkim sevk ve idare eder; yargılama düzeninin bozulmaması için gerekli her türlü tedbiri alır. Okunamayan veya uygunsuz yahut ilgisiz olan dilekçenin yeniden düzenlenmesi için uygun bir süre verilir ve bu dilekçe dosyada kalır. Verilen süre içinde yeni bir dilekçe düzenlenmezse tekrar süre verilemez.

HUKUKUN UYGULANMASI

Hâkim, Türk hukukunu re’sen uygular.

Son Gönderiler

Yorum Yap