Adaletin Tesisi ve Hukuk Devleti

DEVLETİ DEVLET YAPAN ADALETİDİR.

“ADALET” asırlardır devletlerin, milletlerin üzerinde çokça durduğu bir kavram. Biz de bu kavrama biraz ışık tutmaya çalışalım.

Adalet haklıya hakkını vermektir. En önemli hak yaşam hakkı ve hürriyettir. Haklının hakkını korumak ve vermek devletin vazifesidir.

Devleti devlet yapan adaletidir.

ADALET-İ MAHZA / ADALET-İ İZAFİYE

Adalet ise masumun hakkını korumayla başlayan, suçluya cezasını vermekle son bulan bir süreçtir. Buna Adalet-i mahza yani mutlak/tam adalet denir. Bu adalet anlayışına göre ferdin anlayışı bütün insanlar için dahi olsa asla feda edilemez.

Suçluya ceza vermekle başlayıp masumun hakkını göz ardı eden Adalet ise Adalet-i izafiye yani izafi/nisbi adalettir. Bu adalet anlayışına göre ise toplumun menfaati için masum bir fert feda edilebilir.

O zaman şimdi bir soru: Bir hanede dokuz masum bir cani olsa  o ev yakılıp patlatılabilir mi? Ya da daha ileri gidelim o hanede dokuz cani bir masum olsa o hane yakıp patlatılabilir mi? Cevabınız evet ise bir banka soygununda içeride rehine olduğu zaman rehineyi kurtarmadan o bankanın patlatılması gerektiği görüşünü savunuyorsunuz demektir.

HUKUKÇULARIN ADALETİN TESİSİNDE VE TEMİNİNDE ÇOK BÜYÜK BİR ROLÜ VARDIR.

Adaletin tanımından kısaca bahsettikten sonra şunu belirtmeliyiz ki. Adalet istemek her insanın en doğal hakkıdır, hatta anayasal hakkıdır, hatta ve hatta ödevidir. Tarihte bu ödevi yerine getirdiği için bedel ödeyenler çoktur. O bedeli ödetenler tarihin tozlu raflarında kalırken bedeli ödeyenler ise şerefle yad edilmiştir.

O zaman şunu diyebiliriz Adalet istemek insanların ödeviyse doğru Adaleti öğretmek de Hukukçuların ödevi ve vazifesidir. Yani bir diğer anlatımla Hukukçuların Adaletin tesisinde ve temininde çok büyük bir rolü vardır. Hukukçu her zaman bunun bilincinde olmalı ve doğru Adaleti anlatmak için kendine zemin ve zaman aramalıdır.

HUKUK DEVLETİ

Adaletin tesis ve temini neden çok önemlidir? Çünkü: Ancak Adaletin temin ve tesis edildiği yerde Hukuk Devleti’nden bahsedilebilir.

Adaletin temininde Adil Yargılanma Hakkının yeri çok önemlidir. Adil yargılanma hakkı tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde ve Anayasamızın 36. Maddesinde ‘’Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ve ADİL YARGILANMA hakkına sahiptir.’’ denilerek güvence altına almıştır. 

ADİL YARGILANMADAN SÖZ EDEBİLMEK İÇİN İSE EŞİT SİLAHLARLA DONATILMIŞ 3 MAKAMA İHTİYAÇ VARDIR.

Adil yargılanmadan söz edebilmek için ise eşit silahlarla donatılmış üç makama ihtiyaç vardır. Bunlar:

-Mahkemelerden ve hakimlerden oluşan yargılama makamı

-Yargılama makamının tamamen dışında örgütlenmiş iddia makamı (Savcılık)

-Yargılama ve iddia makamları ile siyasi iktidardan tamamen bağımsız Avukatların oluşturduğu savunma makamı

HUKUK DEVLETİ OLABİLMEK İÇİN OLMAZSA OLMAZ DİYEBİLECEĞİMİZ BAZI ÖNEMLİ KURALLAR

Yine Adaletli olabilmek ve Hukuk Devleti olabilmek için olmazsa olmaz diyebileceğimiz bazı önemli kurallar vardır. Ana hatlarıyla söyleyecek olursak:

– Savunma hakkı kutsaldır. Savunması alınmadan kimseye mahkumiyet kararı verilemez.

– Hakime kimse emir veremez. Korkandan ve korkaktan hakim olmaz. Hakimi korkutmak da suçtur.

– Kanunsuz suç ve ceza olmaz. Yani bu demektir ki neyin suç olduğunu idareciler ve hatta hakimler değil sadece kanun söyler.

– Kast yoksa suç da yoktur. Yani suç işleme kastı olmaksızın suç işlenemez. Yani başka bir deyişle arkadaşının kitabını kendi kitabı zannedip alan kişi hırsızlık suçunu işlemiş olmaz, zira hırsızlık kastı yoktur.

– Suç ve ceza şahsidir. Bir kişinin işlediği suçtan dolayı o kişinin annesi babası veya akrabası da suç işlemiş kabul edilemez (bu ilke çok basit gibi gözükse de her zaman bu konuda çok yanlışlar yapılmıştır).

– Hukuk dışı yöntemlerle delil toplamak ve bu delilleri mahkumiyete dayanak yapmak yasaktır. Gerekçe ne olursa olsun işkence de yasaktır.

– Hiç kimse siyasi kanaatlerinden dolayı cezalandırılamaz hatta kınanamaz. Yani diğer bir deyişle hükümet (devlet) ele (fiile) bakar kalbe (yani insanın iç dünyasındaki düşüncelere, fikirlere) bakamaz .

İşte en azından bu asgari ilkelere uyulmadıkça Adaletten ve Hukuk Devletinden bahsedilemez …

 


Avukat
Behlül SEMERCİ

Son Gönderiler

Yorum Yap